-
1 göğüs kafesi
-
2 göğüs kafesi
анат.грудна́я кле́тка -
3 göğüs kafesi
n. rib cage, thorax, chest* * *thoracic cage -
4 göğüs\ kafesi
грудна́я кле́тка -
5 göğüs kafesi
rib cage -
6 göğüs
göğüs anjini MED Angina pectoris f;göğüs bağır açık mit offener Brust; fam in Räuberzivil;göğüs darlığı Asthma n;göğüs geçirmek seufzen;-e göğüs germek die Stirn bieten (D); ertragen (A);göğüs göğse Brust an Brust kämpfen; direkt aufeinander (zu);göğüs hastalığı Tuberkulose f;göğüs kafesi Brustkorb m;göğüs kemiği Brustbein n;göğsü daralmak schwer keuchen; tief bedrückt sein;göğsü kabarmak sich brüsten; unp ihm schwillt die Brust (-den vor D);göğsünü gere gere voller Stolz -
7 göğüs
",-ğsü 1. chest; thorax. 2. breast, bosom. 3. breast, bust (of a woman). 4. naut. breast, flare of a ship´s bow. - bağır açık with one´s shirt wide open and slovenly dressed. - boşluğu thoracic cavity. - cerrahisi thoracic surgery. - çaprazı wrestling gripping one´s opponent across the chest. - darlığı path. dyspnea. - geçirmek to sigh, groan. -ünü gere gere proudly; confidently. - germek /a/ to face up to, confront (a problem) head on. -ünü germek /a/ to shield with one´s body (someone standing behind one). - göğüse gelmek to come face to face. - hastalıkları/sayrılıkları chest diseases, thoracic diseases. - ingini path. bronchitis. -ü kabarmak to be proud, swell with pride. - kafesi anat. rib cage. - kası anat. pectoral muscle, pectoralis. - kayışı breast collar, breastband. - kemiği anat. breastbone, sternum. - sesi mus. chest tone. - tahtası 1. breastbone, sternum. 2. mus. sounding board, soundboard (of a stringed instrument). - yüzgeci pectoral fin. - zarı anat. pleura. - zırhı breastplate." -
8 kafes
См. также в других словарях:
göğüs kafesi — is., anat. Vücutta omurganın, kaburgaların ve göğüs kemiğiyle bunları saran kasların oluşturduğu yürek ve akciğerleri koruyan boşluk Müthiş bir acı, göğüs kafesinden kopup boğazına sarılıyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs — is., ğsü 1) Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine 2) Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı Genç ve meçhul kadın çocuğunu göğsüne basarak girdi. A. Gündüz 3) Bu bölümün içindeki organlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafes — is., Ar. ḳafes 1) Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme Kuş kafesi. 2) Vahşi hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme Aslan kafesi. 3) Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
imik — çenenin altndan göğüs kafesi başlangıcına kadar olan kısım, boğaz … Beypazari ağzindan sözcükler